Türkmenistan Aşkabat ve Merv bölgesinde tarafımdan yapılan alan araştırmasının sonuçlarından bir kısmını içeren bu çalışmada, disipliner bir yaklaşımla ele alınan, Türkmen topluluklarına ait takıların, tarihsel süreç içerisinde, köklü bir ikonografyaya sahip olduğu ve sosyo-kültürel yapıya ait kodların çözümlenmesinde birinci derecede önemli rol aldığı tespit edilmiştir.
Tarihsel takılar, ait olduğu toplumun maddi ve manevi kültür birikimlerinin ve estetik değerlerinin ortaya konabilmesi için, üç boyutlu ikonik vesikalar olarak, önemli birer araçtır. Bu nedenle takılar dönemlerinin dini, felsefi, sosyo-kültürel ve iktisadi yapılarının okunmasına katkı sağlayarak, tarihin derinliklerine ışık tutan birer göstergebilim objeleri olmuştur. Ayrıca, kaynağı demirci atalarımıza dayanan metal işleme zanaatının uygulama alanlarından biri olan kuyumculuk mesleği, dönemsel bilgileri uzun süre ve sağlıklı bir şekilde koruyarak nesilden nesile taşıma özelliğine sahiptir.
İnsanoğlu, düşünsel ve sosyal evrimleşmesini tamamladıkça, geleceğe ilişkin tahminler yapmasına yardımcı olacak araçları elde etmek istemiştir. Aynı merakı, orijininde ve hayatın başlaması için gerekli ilk hareketin ortaya çıkışı konusunda da göstermiştir. İnsanoğlu, bilimsel verilerin, henüz bir araya getirilip anlam ifade eden, sonuçların çıkarılamadığı dönemlerde, oluşumlarının orijinine ilişkin düşüncelerini, mitolojik olgularla ifade etmiştir. Ortaya konan mitolojik tema ile yaratılış için tayin edilen başlangıç noktasının bir önceki safhasına getirilecek olan yorum ve sorgulamaların önüne geçebilmeyi amaçlamıştır. Bu durumun Türk mitolojisinde farklı örnekleri bulunmaktadır.
Orta Asya Türk topluluklarının, zaman ve mekân kavramı konusuna gösterdikleri ilgi ve meraklarının temelinde yatan coğrafyaya hükmetme arzusunun dışında, ilgilerini cezbeden diğer sebep, şamanik inanç sistemi ve bu inanç sistemine paralel olarak göksel unsurlarla aralarında kurdukları bağdır. Ataların ve ruhların ikametgahı olarak düşündükleri gökyüzü ve yer altı dünyası hakkında, süreklilik arz eden bir gözlem içerisinde olmaları sonucunda, çeşitli imaj ve kurgular geliştirmiş ve bir takım simge ve sembollere dönüştürülerek, Bilinmezleri anlaşılır kılmak için formülize etme yoluna gitmişlerdir. Bunların arasında, çıplak gözle hareketleri gözlenen göksel cisimler, en büyük ilgi alanlarını oluşturmuş, bu gözlemler sonucunda, bugünkü kullanılan takvimin arkaik formuna zemin hazırlayan bilgi ve veri tabanı oluşturulmuştur.