Bu kitap, günlük yaşamda ve iş hayatında kaçınılmaz olan çatışmaların nasıl yönetilebileceğini, özellikle de duygusal zekânın bu süreçteki rolünü ele alıyor. İnsanların farklı değer, inanç ve tutumlara sahip olması çatışmaları doğal hale getirirken, bu durumun yapıcı bir şekilde yönetilmesi hem bireyler arası ilişkilerde hem de kurumsal başarıda belirleyici oluyor.

Kitapta, duygusal zekânın bireylerin kendi duygularını tanıma, başkalarının duygularını anlama ve etkili tepkiler verme becerilerini geliştirdiği; bu sayede çatışma anlarında daha sağduyulu davranmayı sağladığı anlatılıyor. Kitap, hem literatür araştırmaları hem de saha bulgularıyla, duygusal zekânın çatışma yönetimi üzerindeki olumlu etkisini net bir şekilde ortaya koyuyor. Daha yüksek duygusal farkındalığa sahip yöneticilerin, iş birliğine dayalı ve yapıcı stratejiler geliştirdiği; baskı, kaçınma veya ödün verme gibi geçici çözümler yerine, kalıcı ve etkili yollar izledikleri vurgulanıyor. Sonuç olarak, sadece bilgi ve deneyim değil, duyguları doğru okuyup yönetebilme becerisinin de etkili liderlik için vazgeçilmez olduğu mesajı veriliyor.